AHDE VEFA…
Tecrübeli siyasetçi, CHP Bahçelievler eski ilçe başkanı, Diş Hekimi Dr. Hüseyin Özkahraman ‘Ahde vefa’ başlıklı kaleme aldığı yazısını siz kıymetli on2aybahcelievler.com haber sitesi okuyucularıyla paylaştı…
Siyasete dair beğenerek izlediğim dizilerden biridir “Taht Oyunları”. Bu diziye benzeyen daha nice sinema filmleri kaynağını tarihten alırlar ve tarihte her milletin kendine özgü siyaset yapma sanatı başka başka olsa da sonuçlar hep aynıdır. Başkaldırı, ihanet, kimi zaman da kişiyi cebren veya hileyle yok etme… İşte budur insana dair siyaset. İnsanlık tarihi bir laboratuvardır ve hep bunlar not edilmiştir. Sonuçta siyasetin doğasında bulunan ve siyaset yapmanın da kaçınılmaz gerçekleridir bunlar. O nedenledir ki cazibesi yüksek siyasete bir bulaştın mı öyle kolay kolay, kolay kopamazsın ve tam bitti denilen yerden tekrar başlarsın. Hem de büyük bir aşkla, şevkle…
Ama tüm bu gerçekliğin altında çok farklı siyasi figürler de vardır. Daha ilkeli ve daha dürüst ve de sevecen insanlar, örneğin merhum ilahiyatçı eski CHP milletvekili Prof Dr.Yaşar Nuri Öztürk ve benzeri, nesli giderek azalan siyasiler gibi.
Hele hele demokratik bir örgütlenmenin olmadığı, icazetli siyaset yapan yapılarda bu eğilimler daha fazladır. Çıkarı devam ettiği sürece “ağamsın, paşamsın” derler argo bir tabirle, yıkama yağlama yaparlar; ne zaman ki gözden düşüp biraz olsun sürecin dışına itilme durumunda ise onu var eden iradeye büyük hakaretler yağdırır memnuniyetsizliklerini sergilerler. Bunları gördükçe insan siyasetten soğuyor ve geleceğe dair umutları azalıyor, değil mi? İşte ben ve benim gibi nice dostlarım emek verdiğimiz, büyük bedeller ödediğimiz yapılarda uzağa itilsek de yutkunarak üzüntümüzü içimize gömüyor ve yine o yapının zarar görmemesi için canla başla çalışıyoruz. CHP milletvekili Abdüllatif Şener gibi tekrar aday gösterilmeyenler ise düne kadar beraber yürüdüğü, “yere göğe sığdıramadığı” yapıyı ya da önderini yaylım ateşine tutuyorlar. Sayın Muharrem İnce bunlardan biri değil miydi? Ne güzel, ne hoş! Kişiye katkı sunduğun, elinden tutulduğun sürece iyisin ama alıştığı, sahiplendiği o makamı vermediğin zaman tu kaka. Ne diyelim şimdi bunun adına, siyaset mi diyelim?