Bahçelievler’in sosyal durumu
İlçemizin nüfus oranına göre konut sayısı yetersizdir. Bölgeye yerleşen halk, memleketimizin çeşitli yörelerinden iş bulmak amacıyla gelip, yerleşmiş insanlardan oluşmaktadır. Bu nedenle değişik örf ve adetlere sahiptir.
Yerleşim Bizans döneminde başladı
Bugünkü Bahçelievler’in geçmişine bakıldığında, tarihi kalıntılardan, Bizans döneminde yerleşime başlandığı bölgedeki kalıntılardan anlaşılmaktadır. Osmanlı Döneminde ise Osmanlı’nın ilk başkenti sayılan Edirne ile İstanbul arasındaki yol güzergahında bulunması nedeniyle sokak isimlerinden anlaşılacağı üzere örneğin Eski Edirne Yolu veya yol üzerinde rastlanan köprülerden Çobançeşme, Ayamama Deresi üzerinde yapılan Mimar Sinan Köprüsü ve çeşme, Soğanlı’da bulunan halen yolun altında kalmış çeşme gibi kalıntılardan iki başkent ve Avrupa ile olan ilişkilerde önemli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır.
Osmanlı Dönemi’nde bu bölgenin ormanlarla kaplı olması, tarıma müsait olması nedeniyle avlanma ve mesire yerleri olarak kullanıldığı halen günümüze intikal eden çeşmelerden, Siyavuşpaşa Köşkü gibi kalıntılardan anlaşılmaktadır. 1917’den sonra bugünkü Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya gibi ülkelerin Osmanlı yönetiminden çıkması sonucu o bölgelerde yaşayan Türk kökenli Osmanlı yurttaşlarının Türkiye’ye göçü nedeniyle ağırlıkta Yenibosna ve Kocasinan köylerine yerleştirilmiş. Tarım ve hayvancılık bu bölgenin yaşam kaynağı olmuştur.
Reşat Akçay / Nisan 2005