Bir uğur böceği ve kızım Lina…
Bahçelievler halkının yakından tanıdığı Diş Hekimi Dr. Hüseyin Özkahraman Almanya’da başlayıp, Türkiye’de biten kızı Lina’nın bir uğur böceği ile arasındaki, yaşanan hikayesini kaleme aldı.

Olmaz olmaz demeyin oluyor işte böceklerden korkan Lina ne uğur böceği ne kertenkele nede kaplumbağa yada arı hiç birinden korkmaz köpek, kedi onlarla uyuklasın…
Hele hele kedi aman Allah’ım kedi onun her şeyidir…
Okuldan gelir annesini alır sitemizde kedi evine götürür ve orada onlarla bıraksan saatlerce oynar,muhabbet eder,ama örümcekten çok mu çok korkar bir örümcek görmesinin çığlıklar atar.Anaokulundan bir arkadaşı onu korkutmuştur “örümcek insan yiyor” diye…
Ne yapalım zamanla unutacaktır, bizlerde küçükken korktuğumuz hayvanlar olurdu yılan çıyan vs. Çok iyi hatırlıyorum daha ortaokul çağlarında kardeşim sevgili Mustafa ile Divriği’nin dağlarında, Ebece kayada,Yeni puarda yada Hüseyin Gazi eteklerinde , Kızıldağda koyun keçi otlatırken yılanı akrebi çok olan bu dağlarda bu hayvanların bize zarar vermemesi için rahmetli anam muska yazdırır omzumuza dikerdi bizde gece dağlarda korkusuzca uyurduk. Aslında çocuk yaşta korkular için güzel bir tedavi yöntem.

Evet şimdi esas hikayeye girelim 2-10 Mayıs arası mesleki konularda (İmplantoloji ve Periodontoloji ) Lüksemburg üniversitesinde master-doktora proğramında bir modülü Almanya’nın Frankfurta bağlı Oppenheim’de bir klinikte yaparken eşim Yeşim hanım ablası İknur ve kızım Lina ile birlikte gittik.Ben tüm gün eğitimde onlarda bu şirin kasaba ve civarlarında gezi yaptılar. Eğitim tamamlandı bir gün sonra hep beraber trenle Frankfurta gelirken kızım Lina yerde gördüğü uğur böceğini büyük bir heyecanla eline aldı tüm gün hiç bir şey değil sadece onunla ilgilendi.Gün sonunda haftalık kiraladığımız eve döndüğümüzde ve yatma hazırlığı yaparken onu çok zor ikna ederek uğur böceğini doğaya bırakmak üzere pencere kenarına koyduk. İnanılmaz bir yağmurda vardı ama pençereyide kapatmadık.Sabah kalktığımızda ne görelim uğur böceği gitmemiş kızımın sırt çantasının üstüne gelip konmuştu.Hayretler içinde kaldık uğur böceği Lina’yı çok sevmiş ki Linaya tekrar dönmüştü. İstanbul’a dönme hazırlığı yaparken Lina da uğur böceğini ilgileniyordu.Trenle havaalanına , oda elindeki uğur böceğiyle uçak derken İstanbul’da evimize kadar geldik.Artık kızımın böceği evimizdeydi ve Lina çok mutlu,onu aldı balkondaki çiçeklerin arasına koydu aklınca onu küçük küçük peynir ve yumurta parçacıklarıyla besledi.İki gün bu muhabbet sürdü ve bir sabah kalktığımızda uğur böceği gitmişti. Ne yapalım o doğaya aitti ve doğaya dönmeliydi ama Lina’yı ika ermek , küçük elleriyle soğuşturduğu dinmeyen gözyaşlarının önüne geçmek zordu. Hıçkıra hıçkıra ağladı durdu .Baba benim uğur böceğimi bul diye hem ağlıyor ve yakarıyordu.Göz yaşlarını dindirmek ağlamasını durdurmak hayli güç oldu ta ki ona yeni bir uğur böceği getirme sözü verene dek.

Evet şimdi biz bir uğur böceği arıyoruz bulana dekte aramaya da devam edeceğiz.
Ne güzel bir duygu değil mi…? Lina da var olan bu hayvan sevgisi …
Her insanın yaşamında sevgi önemli bir besi kaynağıdır, büyüyerek devam etmelidir ve iyi insan olamanın ve yaşamında en güzel değeridir umududur…
Sevgiyle ve muhabbetle kalın….

Lina’nın hayvan sevgisi….