Efsane başkandan örgüte mesaj var…
Bahçelievler siyasetinin en renkli simalarından, Cumhuriyet Halk Partisi öce ki dönem ilçe başkanlığı döneminde çalışmalarıyla taktir toplayan, CHP’nin atom karıncası olarak bilinen, efsane başkanlardan Diş Hekimi Dr. Hüseyin Özkahraman örgüt mensuplarına özel bir açıklamada bulundu.

Neden, Milletvekili adaylığı için başvuru yapmadığını on2aybahçelievler.com haber sitesine özel açıklamada bulunan CHP’li Diş Hekimi Dr. Hüseyin Özkahraman şunları söyledi:
Sayın İlçe başkanım, değerli yöneticilerim, kadın ve gençlik kollarının çok kıymetli başkanları ve yöneticileri, meclis üyelerimiz ve mahalle başkanlarımız, örgütümüzün çok değerli üyeleri dostlarım,
Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Bizlerin ve yurttaşlarımızın artık bir kader seçimi diye nitelediği seçim periyoduna zor olsa da girildi. Deprem ve liyakatsizlik felaketi (yaşananlar sadece deprem felaketi diye geçiştirilemez) yüz binlerin göçük altında kalmasına sebep olurken büyük bir coğrafya da adeta yok oldu. Bu basiretsiz ve beceriksiz yönetimin gölgesinde seçimlere gidiyoruz. Bu seçimleri kesinlikle alacağız, buna inanın. Bu süreçte üzerimize düşen ve çok ciddiye almamız gereken sorumluluklarımız var. Hepimiz biliyoruz ki bu seçimler zor olacak. Bizleri oldukça çekişmeli, provokatif eylemlerin vuku bulacağı ve gelgitlerin yaşanacağı bir süreç bekliyor.

AKLI SELİM DAVRANIŞLARLA BU SÜRECİN ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ
Devletin bütün güçlerini ve olanaklarını seferber etmiş siyasal iktidar, daha önce de denediği gibi iktidarı vermemek için bin bir türlü bahaneler uyduracak, oyunlar deneyecek ama halkın örgütlü mücadelesi buna asla müsaade etmeyecektir.
Peki dostlarım biz ne yapıyoruz ve neler yapacağız? Bildiğiniz gibi birbirine benzemeyen beş nev-i şahsına münhasır parti başkanı ile aynı yolda yürümeye karar verdik. Elbette işimiz kolay değil. Aynı trende farklı kompartımanlarda ilerlerken, aynı rota için tek kompartımanda buluştuk ve varış hedefimiz parlamenter sistemdir. Ancak bu trende bazen engellerle karşılaşabilir veya bir vagon yerinden çıkabilir. Hayatın içinde bunların hepsi var. İktidar olsak da (ki olacağız) bu memleket için bu zorluklara hep birlikte katlanmak zorundayız… Aklı selim davranışlarla bu sürecin üstesinden geleceğiz.
ÖN SEÇİM İÇİN ÜLKENİN İÇİNDE BULUNDUĞU ŞARTLAR OLANAK TANIMADI
Değerli dostlarım bugün dünden daha fazla ihtiyacımız olan olgu, hiç şüphe yok ki demokrasidir.iktidara gelmek için siyasi mücadelesi veren partiler de demokrasinin bir parçasıdır. Demokrasi insanlığın kültürel ve tarihsel birikimidir ve aynı zamanda en iyi siyasal rejimdir. Demokrasinin unsuru siyasal partilerin gelişimleri, ideolojik politik dünya görüşleri ve mücadele yöntemleri, kendini var eden koşullarda nasıl örgütlendikleri, toplumla kurduğu bağlar önemlidir.
Örneğin Almanya’nın tarihinde kocaman bir kara leke olan Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi Hitler rejiminin koltuk değneği olmuş ve insanlığa büyük acılar yaşatarak yok olup gitmişlerdir. İtalya ve Almanya’nın kötü deneyimi sonrası Avrupa’da halk; siyasal partiler önderliğinde faşist rejimleri sonlandırıp, demokrasiyi yeniden inşa etmişlerdir. Ülkemizde 1961 anayasasının sağladığı demokratik ortam, 12 Mart ve 12 Eylül 1980 darbeleriyle rafa kaldırılmıştır. Demokrasinin can damarı sayılan siyasal partiler kapatılmıştır. Bugün için ülkemizde siyasal partilerin çalışma prensipleri 82 Anayasası sınırları içinde kalmadan; üyelerin söz ve karar sahibi olacağı, parti içi demokrasinin işlevsel kılınacağı, ön seçimlerin yapıldığı bir süreçler siyasi partilerde işlerse harika olur olması gereken olurdu. Ancak ülkenin içinde bulunduğu şartlar buna bu gün için zaman ve mekan koşullarında olanak tanımadı.

TECRÜBELİ İNSANLARI GÖREVE ÇAĞIRMAK İLÇE ÖRGÜTÜMÜZÜN GÖREVİDİR.
Değerli yoldaşlarım, demokrasiyi yaşatmanın, sürdürmenin tek koşulu siyasi partilerin iç yapılarının demokratikleşmesinden geçer. Örgütlü bireyin, örgütlü toplumun ve demokratik devletin inşası yolunda kendi içinde demokrasiyi içselleştirememiş yapıların demokrasi yolunda verdiği mücadele asla inandırıcı olamaz. Bunun için Cem Karaca’nın dediği gibi “bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” gibi geleceğe dair bir belirsizlik yaşanmamalıdır.
Beykent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerde ayrıca Newport Üniversite İnsan Davranışları Bölümü’nde doktora yaptım. Beykent üniversitesinde “Siyasal Partilerde Parti İçi Demokrasi” konusunu işledim. Türkiye Devrimci hareketinde, Halkevlerinde demokratik kitle örgütlerinde başlayan siyasi mücadelemi mensubu bulunduğum CHP’nin değişik kademelerinde il yöneticiliği ve ilçe Başkanlığında sürdürdüm.2014 seçimlerinde ön seçim sıralamasında ilk on içinde yer alarak aday oldum.
Bu dönem; sizlerden onay alarak TBMM’de görev almak için Ankara yollarında olacaktım. Ancak bunca yıllardan ve emekten sonra sırf aday olmak ve listede yer almak, beni ve mensubu olduğum Bahçelievler ilçe örgütlünü üzeceği için affınıza sığınarak başvuru yapmayacağımı belirtmek isterim. Böyle bir arzumu sizler ve genel merkezimiz bilmektedir. Genel Başkanımızdan bir davet gelirse tabi ki harekete geçer adaylık başvurusu yaparım.
Değerli arkadaşlarım, bu dönemin hassasiyetini hepimiz biliyoruz. Toplumda huzursuzluğa neden olacak ütopik ve hayalci davranışlardan hızla uzaklaşmalıyız. Seçmenin bize emanet ettiği oylarla ve sandık güvenliğini güvence altına alan çalışmaları bir görev olarak bilmeliyiz. Bu nedenle çalışmalara tecrübeli insanları göreve çağırmak sorumluluk vermek ilçe örgütümüzün görevidir.
ÜLKEMİZİ KEMAL KILIÇDAROĞLU İLE YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ
Değerli arkadaşlarım, son 20 yıldır Cumhuriyetimizin yıpratılan değerlerini yeniden inşa edeceğiz. Başta ifade özgürlüğü olmak üzere, yasama, yargı, yürütme üçgeninde kuvvetler ayrılığını sağlayacağız.
Bu mücadeleyi kaybettiğimizde Ortadoğu bataklığına saplanmamız kaçınılmazdır. İşte bu sorumluluk bilinciyle halkımızla beraber olup ve hep birlikte parçalanan imparatorluğun küllerinden Cumhuriyetimizi kuran M. Kemal gibi dağılan bu güzel ülkeyi toparlayacağız. Aynı tarafta olmaktan onur duyduğumuz aydınlanmacı ve bilge insan, Şili’de benzer koşullarda iktidar olan Salvador Allende gibi, haklar ve özgürlükler uğruna yıllarını cezaevlerinde geçirmiş Güney Afrika’nın siyahi lideri Nelson Mandella gibi Türkiye’nin Köroğlu’su, Dadaloğlu’su, Pir Sultan’ı, Kemal Kılıçdaroğlu ile yeniden ayağa kaldıracağız.
Sözlerimi burada sonlandırırken; selam olsun bu mücadelede var olanlara, bağımsızlık uğruna toprağa düşenlere, başta Mustafa Kemal olmak üzere milli mücadelede şehit düşenlere, Mahirlere, Denizlere ve nice yiğitlere…diyor sevgiler, saygılar sunuyorum.