Mondros’tan Lozan’a 100. yılda Cumhuriyet

0

Aydın Arslan’ın Cumhuriyetimizin 100. yılı anısına kaleme aldığı yazısı…

Aydın arslan

Osmanlı imparatorluğu 1699 Karlofça antlaşmasından itibaren gerileme döneminin son ağır yenilgisini 1912-13 Balkan savaşlarında almıştır.Bu savaştan sonra ordu psikolojik ve yapısal olarak çökmüş, maliye iflas etmiş yıllık enflasyon %300’lere çıkmış (Temmuz-Kasım 1914 arası %50) tamamen dışa bağlı cari harcamaları dahi karşılayamaz durumdadır. Almanya ile gelişen ilişkiler sonucu Bağdat Demiryolu İşletmesi’nin Almanlara verilmesiyle ilişkiler zirve noktaya çıkmış ordunun modernleşmesi Almanlara bırakılmış hatta genelkurmay 2. başkanlığına Alman Friedrich (Fritz) Bronsart von Schellendorf getirilmiştir. 2 Ağustos 1914’te Osmanlı-Alman antlaşması imzalanmıştı.

28 Haziran 1918 günü AvusturyaMacaristan veliaht prensinin Saraybosna‘da Sırp milliyetcisi tarafından öldürülmesi savaşın fitilini ateşlemiştir. Avusturya  28 Temmuzda Almanya’ya danışarak Sırbistan‘a savaş ilan ederek Belgrad’ı bombalamıştır. Sırbıstan’ın hamisi olan Rusya Sırbistan’ın yanında yer alarak 31 temmuzda seferberlik ilan etmiştir, buna karşılık Almanya 1 ağustos 1914 de Rusya’ya, 3 ağustosta Fransa’ya savaş ilan etti. 4 ağustosta Belçika’ya saldıran Almanya’ya karşı İngiltere savaş ilan etti. Böylece 1. Dünya savaşı dört cephede birden başlamış oldu.

29-30 Ekim gecesi Osmanlı donanmasında bulunan iki Alman gemisinin  Karadeniz’e çıkıp Rusya’nın  Odessa ve  Sivastopol şehirlerini bombalamasıyla 30 Ekim 1914’de Rusya Osmanlı devletine savaş ilan etti, bunu takip eden İngiltere ve Fransa da Osmanlı devletine savaş ilan ettiler. Böylece Osmanlı devleti fiilen Almanya’nın yanında savaşa girdi. Osmanlı Devleti’nin savaştığı birinci dereceden cepheler Kafkasya, Kanal, Irak, Çanakkale, Suriye ve Filistin ile Hicaz – Yemen cepheleridir. Osmanlı Devleti’nin savaştığı ve kendi müttefiklerine yardım götürebilmek adına yer aldığı cepheler ise İran, Makedonya ve Galiçya  gibi 11 ayrı cephede savaşmıştır. Dört yıl süren savaşta milyonlarca insan hayatını kaybetmiş ülkelerin ekonomileri zarar görmüş, yoksulluk, salgınlar had safhaya ulaşmış, insanlar yurtlarından olmuş evsiz barksız vatansız veya esaret altına düşmüştür. Osmanlı devletinin bulunduğu blok savaşı kaybetmiş ve itilaf devletleriyle ateşkes anlaşmaları imzalamışlardır. İlk olarak eylül 1918 de Bulgaristan, 30 ekim 1918 de Osmanlı devleti ile Mondros Mütarekesi, Avusturya ile Budepeste, Prag ve Zagreb anlaşmaları, en sonunda 11 kasım1918 saat 11 de Almanya ile yapılan ateşkes antlaşması ile birinci dünya savaşı fiilen sona ermiştir.

Almanya savaşın tüm sorumluluğunu ve tazminat yükümlülüğüne kabul ederek çok ağır şartlardaki Versay Barış Antlaşmasını imzalamıştır. Bu antlaşma ikinci dünya savaşının nedenleri arasında kabul edilmektedir.

Osmanlı Devletinin çok ağır şartlarda imzaladığı Mondros Mütarekesinin 25 maddesi ile Osmanlı devletinin bağımsızlığını ve egemenliğini sona erdirmiştir.

Dört gün süren ve beş oturumda tespit edilen mütareke maddelerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:

1- Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarının çevresi ve Karadeniz’e geçişin temini için buraların müttefikler tarafından işgali.

2- Osmanlı sularındaki bütün torpil yerleri gösterilecek ve bunları taramak veya yok etmek için yardım istendiği zaman gerekli kolaylık sağlanacaktır.

3- Karadeniz’deki torpil mevzileri hakkında bilgi verilecektir.

4- İtilâf harp esirleri ile Ermeni esirleri ve mevkuf Ermeniler, İstanbul’a getirilecek ve kayıtsız şartsız İtilâf kuvvetlerine teslim olunacaktır.

5- Hudutların emniyeti ve iç asayişin temini için lüzumlu askerden maadasının derhal terhisi (bu asker miktarı Türkiye’nin görüşü alındıktan sonra müttefikler tarafından kararlaştırılacaktır.)

6- Osmanlı karasularında zabıta ve buna benzer hususlar için kullanılacak küçük gemiler müstesna olmak üzere Türk ordularında bulunan bütün harp sefineleri teslim olunacak ve Osmanlı limanlarında mevkuf bulundurulacaktır.

7- Müttefikler, emniyetlerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa herhangi bir stratejik noktayı işgal edebileceklerdir.

8- Bugün Türk işgali altında bulunan liman ve demiryolu mahallerinden İtilâf Devletleri kuvvetleri yararlanacaktır. Osmanlı gemileri de ticaret ve terhis hususlarında aynı şartlardan yararlanacaktır.

9- Bütün Türk limanlarında ve tersanelerinde İtilâf Devletleri’ne ait gemilerin tamirine kolaylık gösterilecektir.

10- Toros Tünelleri Müttefikler tarafından işgal edilecektir.

11- İran’ın Kuzeybatı kısmındaki Osmanlı kuvvetlerinin derhal harpten evvelki hudut gerisine çekilmesi hususunda evvelce verilen emir yerine getirilecektir. Maveray-ı Kafkas’ın evvelce Türk kuvvetleri tarafından kısmen tahliyesi emredildiğinden kısm-ı mütebakisi müttefikler tarafından mahalli vaziyet tetkik edildikten sonra talep durumunda tahliye edilecektir.

12- Hükümet muhaberatı müstesna olmak üzere bütün telsiz ve telgraflar İtilâf Devletleri memurları tarafından kontrol edilecektir.

13- Bahri, askeri ve ticari malzemelerin tahripleri durdurulacaktır.

14- Memleketin ihtiyacı temin olunduktan sonra, İtilâf Devletleri’nin kömür ve diğer ihtiyaçlarının Türkiye kaynaklarından sağlanması için kolaylık gösterilecektir.

15- Bütün demiryollarına İtilâf Devletleri kontrol subayları memur edilecektir. Bu meyanda bugün, Osmanlı Hükümeti’nin kontrolünde bulunan Maveray-ı Kafkas demiryolları aksamı dâhildir. Ahalinin ihtiyacının tatmini nazar-ı dikkate alınacaktır. Bu maddeye Batum’un işgali dâhildir. Osmanlı Devleti Bakü’nün işgaline itiraz etmeyecektir.

16- Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak’ta bulunan garnizonlar en yakın İtilâf Devleti kumandanına teslim olacaktır. Kilikya’daki kuvvetlerden asayişi sağlaması için yeterli miktardan fazlası 5. madde gereğince geri çekilecektir.

17- Trablus ve Bingazi’de bulunan Osmanlı subayları en yakın İtalyan garnizonuna teslim olacaktır.

18- Mısrata da dahil olmak üzere Trablus ve Bingazi’de işgal edilen limanlar en yakın İtilâf garnizonuna teslim olacaktır.

19- Almanya ve Avusturya’nın deniz, kara, sivil memurlarının ve tebaasının bir ay zarfında, uzak yerlerde bulunanlar da bir aydan sonraki mümkün olan en kısa zamanda Osmanlı memleketlerini terk edeceklerdir.

20- 5. madde gereğince terhis edilecek Osmanlı kuvvetlerinin teçhizatı hakkında verilecek talimata riayet olunacaktır.

21- Müttefiklerin menfaatlerini korumak için İaşe Nezareti nezdinde İtilâf Devletleri temsilcileri hazır bulunacak ve kendilerine gerektiğinde bütün bilgiler verilecektir.

22- Türk harp esirleri İtilâf kuvvetleri nezdinde muhafaza edilecektir.

23- Türk Hükümeti, Merkezi Devletler ile münasebetini kesecektir.

24- İtilâf Devletleri, Vilayat-ı Sitte (altı vilayet) de karışıklık çıkarsa, bu vilayetlerin herhangi bir kısmını işgal etme hakkına haizdirler.

25- Müttefiklerle Osmanlı Hükümeti arasında muhasamat 1918 senesinin 31 Ekim’inde tatil edilecektir.

İtilaf devletleri Mondros ateşkes anlaşmasını bahane ederek Osmanlı topraklarını işgale başlamışlardır.Savaş devam ederken işgal edilen

Mondros  ateşkes antlaşmasının imzalandığı agamemnon zırhlısı.

Mondros sonrası işgal edilen bölgeler

Mondros sonrası  8 Kasım 1918’de İngilizler Musul’u, 9 Kasımda İskenderun ve Çanakkale boğazının iki yakasını, 12 Kasım 1918 Fransız tugayının İstanbul’a girişi ve İskenderun’un işgali, 13 Kasım 1918  İngiliz, Fransız ve Yunan filolarının İstanbul’u işgali, 14 Kasım Fransız ve Yunan ordularının Meriç’i geçerek Uzunköprü ve Trakya demiryolunu işgali, 15 kasım Osmanlı ordusunun Bakü’den çekilmesi ve İngiliz işgali, 6 aralık İngilizlerin Kilis’i işgali, 7 aralık Fransızların Antakya’yı  işgali, 17 aralık Fransızların mersin i işgali, 19 aralık Tarsus’un işgali, 23 aralık İngilizlerin Batum’u işgali, 15 ocak 1919 İngilizlerin Antep i işgali, 22 şubat 1919 İngilizlerin Maraş’ı işgali, 9 mart 1919 İngiliz birliklerinin Samsun’a çıkışı, 15 mart Merzifon’un işgali, 28 mart İtalya’nın Antalya işgali, 13 nisan İngilizlerin Kars/ı işgali, 11 mayıs İtalyanların Bodrum, Fethiye ve Marmaris’i işgali, 15 mayıs 1919 Yunanlıların İzmir’i işgali.

Anadolu’nun gün gün işgaline karşı Osmanlı vatansever subayları çareler arama başlarlar bunların içinde öne çıkan isim M. Kemal Paşadır. O vatanın kurtuluşunun işgal altındaki İstanbul’da kalarak yapılamayacağını anlamış bunu yakın arkadaşlarıyla da konuşarak Anadolu’ya geçmenin zeminini aramaya başlamışlardır. İngilizlerin Karadeniz’deki işgale karşı yerel güçlerin eylemlerini önlemek konusunda hükümete baskı yapmaları sonucu olayları yerinde incelemek üzere bir ordu müfettişi görevlendirilmesine karar verilmiş, bu görev için  Mustafa Kemal’in arkadaşlarının girişimleri ile Mustafa Kemal Paşa görevlendirilmiştir.

İşte cumhuriyet yolculuğunun başlangıcı olan 16 mayıs 1919 günü M. Kemal Paşa ve maiyeti  Bandırma vapuru ile İstanbul’dan yola çıkmış ve 19 mayıs 1919 günü Samsun’a çıkmıştır. Mustafa  Kemal Paşa’nın aklında artık milleti örgütleyip, işgale karşı direniş vardır. 22 Haziran da yayımlanan Amasya tamimi ile Sivas’ta ulusal bir kongre düzenlenmesi çağrısı yapılmış, ayrıca ” milletin istiklalinin yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır’’ denilerek hiçbir mandanın sömürgeleşmenin kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır. Bu haliyle Amasya genelgesi cumhuriyet ateşinin ilk kıvılcımı diyebiliriz.

Türk milleti Atatürk’ün liderliğinde birleşerek yurdu işgalden kurtarmış düşmanı denize dökmüş, Sevr’i yırtıp atmış, 24 Temmuz 1923 işgalcilere karşı Lozan Antlaşmasını imzalayarak egemenliğini ve bağımsızlığını tüm dünyaya  kabul ettirmiştir. Birinci dünya savaşının en önemli sonuçlarından biri olan imparatorluklar döneminin bitmesidir. Almanya, İtalya ve Avusturya’da imparatorluklar sona ermiş cumhuriyet ilan edilmiştir. Rus Çarlığı savaş devam ederken ekim devrimiyle yıkılmış yerine Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kurulmuştur. Kurtuluş savaşı sonrası Atatürk’ün  işgale karşı savaşan ve düşmanı yurttan atan Türk milletinin kendini yönetmesi hakkına sahip olması düşüncesi ve  yeni dünya düzeninde hanedan ve kişi egemenliğinin faydalı yönetim sistemi olamayacağı düşüncesi ve kararlılığı ile 29 Ekim 1923’de devletin yönetim şeklini  cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Bu güne kadar insan onuruna en yakışan sistem olan cumhuriyet rejimi Türk milletinin feraseti ve karakterine uygun olarak ebediyete kadar yaşayacaktır. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı kutlu olsun başta Atatürk ve arkadaşları ile tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.

Aydın Arslan

About Author

Bir yanıt yazın

error: İçerik korunmaktadır !!