Haznedar-Merter Çiftliği’nden Osmaniye’ye…
Bahçelievler’in geçmişinde ve bugününde imzaları olan önemli isimler var. Bu isimlerden biri de Trakya direnişinin kahramanı, bugünkü Merter’in ve Haznedar Çiftliği’nin sahibi Ahırköylü Ahmet Muhtar Merter’dir.
Tarih kitaplarında Ahırköylü Ahmet Bey (Muhtar) olarak geçen ve Yunan İşgali’ne karşı Trakya-Paşaeli Cemiyeti’i bünyesinde 114 silahlı adamı ile Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde aktif ve önemli roller üstlenen Gazi Ahmet Merter, bugün büyük çoğunluğu Güngören sınırları içerisinde kalan Merter’e adını vermiş bir kahraman olarak tarihteki yerini almış.
Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmasının ardından modern bir cumhuriyet olarak geleceğe hazırlanmasında da önemli roller üstlenen ve birçok ilklere imza atan Ahmet Muhtar Merter, kurtuluş savaşı kahramanı, iş adamı, güreş ağası ve Trakya Paşaeli Cemiyeti Merkez üyesi gibi ünvanlarla da hatırlanıyor.
Osmanlıya hazinedarlık yapmış bir aile
Ataları Osmanlı sarayında hazinedarlık yapan Merter ailesi yüzyıllardır İstanbul’da yaşayan köklü bir aile olarak biliniyor. Saray’a haznedarlık yapan aileye padişah da bugün Bahçelievler sınırları içinde bulunan Haznedar bölgesini tımar olarak vermiş, ailenin burada kurduğu Haznedar Çiftliği yüzyıllarca parmakla gösterilen bir bölge olmuştur. Sonraki yıllarda çiftliğin sahibi olan Merter ailesinin bilinen kahramanlarından biride milli mücadelede önemli roller üstlenen Ahırköylü Ahmet unvanlı Ahmet Muhtar Merter’dir. Bugünkü Merter’in de içinde bulunduğu 5 bin 500 dönümlük Haznedar Çiftliği’nin sahibi olan Ahmet Merter, benzer bir çiftliği de bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Ahırkapı’da kurmuş. Milli mücadele yıllarında daha çok buradaki çiftliği ile nam salan ve Ahırkapılı Ahmet Muhtar Bey ismiyle tanınan Ahmet Merter zengin olmasına rağmen, servet kaygısına düşmemiş, düşman işgaline maruz kalan ülke savunmasında 114 silahlı adamıyla çekinmeden görev almış.
Kabına sığmayan, milli ve manevi değerlere bağlı yüreği ülke sevgisiyle yanan şahsiyet sahibi bir yiğit olarak tarih kitaplarındaki yerini alan Ahmet Merter, Trakya’yı işgal eden Yunanlılara karşı büyük başarılar kazanmış, ünü Mustafa Kemal Paşa’ya kadar gitmiş bir vatansever olarak tanınıyor.
Trakya direnişini Paşaeli Cemiyeti başlattı
1.Dünya Savaşı’ndan sonra dört bir yandan Anadolu düşman işgaline maruz kaldı. Aynı zamanda Yunanistan’ın da Trakya bölgesini işgal etmesi, bu bölgedeki halkı harekete geçirdi. Mustafa Kemal Atatürk’ün de emri ile Trakya-Paşaeli Cemiyeti kurularak düşmana karşı direniş harekatı başlatıldı. Ahırköylü Ahmet Muhtar’da 114 silahlı adamı ve kayınbiraderi Ahırköylü Ahmet Lütfi ile bu direnişteki yerini aldı. İstanbul’un müttefik kuvvetleri tarafından işgali üzerine 31 Mart 1920 tarihinde 77 delege ile toplanan Lüleburgaz Kongresi’nde de Edirne delegesi olarak yer aldı. 2 gün süren ve 1. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar’ın da (Eğilmez) katıldığı kongrenin 1 Nisan 1920 tarihini taşıyan bildirgesinde şu karalar alınmıştır.
– Trakya, büyük bir Türk ve Müslüman topluluğu ile iskan edilmiş olup ırki, tarihi, siyasi ve iktisadi sebeplere ve bütün dev-letlerce kabul edilmiş olan milliyet ve adalet esaslarına göre Türk hakimiyetinde kalmalıdır. Bu hakka karşı vaki olacak her türlü işgal ve ihtilal harekatına karşı mukavemet ve müdafaa edilecektir.
– Mukavemet ve müdafaanın bütün icaplarının temin ve ihrazı, zaman ve sureti icrası ve bu en son çareye girişmeden evvel, Trakya geleceğinin düşünüldüğü bütün siyası teşebbüslerin yapılması için tam salahiyetli ve livaları temsilen ikişer kişilik bir merkez heyeti kurulmuştur.
– Trakya milletvekilleri ve kolordu komutanı bu heyete tabi üyedir. Heyet “ Trakya Müdafaai Hukuk Merkez Heyeti “ ünvanını haizdir. Fevkalade durumlarda heyet yeniden kongre toplama salahiyet ve kudretindedir. Lüleburgaz Kongresi’nde alınan kararlar Anadolu ve Rumeli Heyet’i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya da bildirilmiş ve görüşüne sunulmuştur.
Trakya Kongresi’ne de katıldı
Ahmet Muhtar Merter’i 9-13 Mayıs 1920 tarihleri arasında yapılan ve 217 üye ile toplanan ve bölge ile net kararların alındığı Trakya (Edirne) kongresinde de görüyoruz. Bu kongrede o gün alınan kararlar Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin batı sınırlarının da belirlendiği bir kongre özelliği taşıyor. Edirne adına Belediye Başkanı Şevket Bey, Tüccardan Kasım Efendi ve Ahırköylü Ahmet Merter’in katıldığı kongrede Trakya’nın azim bir Türk ve Müslüman ekseriyetle meskun olup Osmanlı camiasından ayrılıp Yunanistan’a bağlanması düşüncesi kesin bir dille reddediliyor ve muhtemel bir işgal karşısında karşı mukavemet ve bölgenin müdafaasının sağlanacağı vurgulanıyor. Kararlarda Ahırköylü Ahmet Bey’in de imzası vardır.
Yunan taarruzuna karşı
114 müfreze ile gönüllü oldu
Ahırköprülü Ahmet Bey, Yunan ordularının İstanbul’a yönelik olası bir taarruzuna karşı 1. Kolordu uhdesinde oluşturulan 748 kişilik gönüllü müfreze birliğine de 114 silahlı adamı ile katıldı. Trakya Paşaeli Cemiyeti Merkez heyetinde müdafaa işlerini idare eden milli kumandan Cafer Tayyar bey vasıtasıyla oluşturulan birlik Edirne, Uzunköprü ve İpsala bölgelerindeki gönüllü müfreze-lerden teşekkül edildi.
Yunanistan Trakya’yı ilhak için harekete geçti
Ancak 10 Ağustos 1920 günü Sevr anlaşması hükümleri uyarınca Anadolu ve Rumeli toprakları düşmanlarca paylaşılmaya başlandı. Yunanistan bu anlaşma uyarınca Batı ve Doğu Trakya ile İmroz ve Bozcaada’nın ilhakı için harekete geçti. Trakya bölgesinin Yunan ordusunca işgali üzerine bağımsızlık mücadelesi başlatan cemiyet faaliyetleri de büyük yara aldı. Trakya Paşaeli Cemiyeti’nin birçok üyesinden bazıları Bulgaristan’ın Filibe ve Sofya şehirlerine geçerken bazıları da Anadolu’ya gitti. Ahırköylü Ahmet Merter bey ve kayınbiraderi Lütfü bey ile Seyfi Tülümen gibi arkadaşları da Filibe ve Sof-ya’ya giden cemiyet üyeleriydi. Ancak cemiyet üyeleri gittikleri yerlerde de boş durmadılar. Ve Ankara’da yoğun bir kurtuluş savaşı mücadelesi veren Büyük Millet Meclisi yurt genelinde olduğu gibi Trakya Paşaeli Cemiyeti üyelerine de bir tamim çıkarttı. Tamimde Trakya’nın düşman işgalinden kurtulması için Trakya İhtilal Komitesi oluşturulması talimatı verili-yordu. İşte böyle bir dönemde Ahırköylü Ahmet Muhtar Bey’in de aralarında bulunduğu eski Trakya Paşaeli Cemiyeti üyeleri Yunanistan işgaline karşı Trakya İhtilal Komitesi’ni kurdular.
Talat Paşa Berlin’de vurulmasa birlikte öğle yemeği yiyeceklerdi
Komite’nin görevinin gizli olduğu belirtilen tamimde Ahırköylü Ahmet Muhtar’da vardır ve görevi Trakya’da çete faaliyetlerinde bulunmaktır. Ancak bu faaliyetler sürdürülürken Bulgaristan’da bir İttihat Terakki müdahalesinden çekinilmektedir. Bunun için Trakya Paşaeli Cemiyeti’nden Şakir Bey ile Ahırköylü Ahmet Muhtar Bey, Talat Paşa ile görüşmek üzere Sofya’dan Berlin’e gitti. Talat Paşa ile yapılan ilk görüşmede İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin Trakya-Paşaeli Cemiyeti işleriyle uğraşmamaları üzerine mutabık kalındı. Talatpaşa, 16 Mart 1921 günü de Şakir Bey ile Ahırköylü Ahmet Muhtar Beyi Hardenbergstrasse’deki evine yemeğe davet etti. Ancak Talat Paşa öğle vakti evinin önünde bir Ermeni tarafından vuruldu ve hayatını kaybetti. Bu Ahırköylü Ahmet bey ve Şakir beyin Talat Paşa ile görüşmesinden sonra Bulgaristan’da bir ittihat Terakki müdahalesinin de önü kesilmiş oldu.
Köprüyü uçurma görevi almıştı
İşgalci Yunanlara karşı 114 silahlı adamıyla büyük kahramanlıklara imza atan Ahırköylü Ahmet Muhtar Merter’in görevi Kırklareli Demiryolu üzerindeki Katrancı Köprüsü’nü havaya uçurarak düşman ordusunun nakliyesini durdurmaktı. Ahmet Merter bu görevini başarıyla gerçekleştirmiş ve köprüyü havaya ulaştırarak düşmanın nakil yollarını kesmiştir.
Haznedar yoğurtları bir ilk
O yıllarda parmakla gösterilen güzellikte bin bir çeşit ürünlerin yetiştirildiği ve yüzlerce kişinin çalıştığı çiftlikte bir de mandıra işletiyordu Ahmet Merter. Ürettiği Haznedar Yoğurtları ile uzun yıllar İstanbulluların sofrasını süsleyen Ahmet Merter. Zamanla İstanbul’un gelişmesi ve motorlu taşıtların artması üzerine Eski Londra Asfaltına yakın yerlerde iki adet benzin istasyonu kurmuş. Bu istasyonun biri bugünkü Ömür lokantasının yakınındaymış. Bir dönem kireç ocakları da işleten Gazi Ahmet Merter, zamanla çiftliğin bazı bölgelerini imara açarak inşaat işine de girmiş.
1950’lerde konut hamlesi başlattı
Bu çerçevede 1950’li yıllarda bölgede toplu konut alanları oluşturma çalışması yapan Ahmet Merter, İstanbul’da adeta konut hamlesi başlatmış. Bugünkü inşaat sektörünü aratmayacak derecede tanıtım kampanyalarına girişen Ahmet Merter, “Yarının modern mahallesi Merter Sitesi” sloganı ile müteahhitliğe başlamış. Merter’in bu girişimi sonraki yıllarda Simitaş Blokları’na dönüşmüş ve 1960’lı yıllarda siteye insanlar yerleşmeye başlamış. Merter’deki Simitaş Blokları’nı Keresteciler Sitesi izlemiş. Ancak kerestecilerin Merter’e ilgi göstermemesi tekstilcilerin de önünü açmış. Ancak Ahmet Merter’in ömrü daha ilerisini görmeye yetmemiş. Kurtuluş Savaşı kahramanı güreş ağası, adam gibi adam Ahırköy’lü Ahmet Merter 1959 yılında, geride İstanbul’a yepyeni yatırımlar, iş ve konut alanları bırakarak hayata veda etmiş. Ahmet Merter’in işlerini iki oğlu devam ettirmiş. Ancak oğullarından birisi yani Berke Merter’in babası Hasan Tahsin Merter, hayatını Almanya’da sürdürmeyi tercih edince baba mirası ile ilgilenmek amca Merter’e kalmış. Amca Rauf Merter, bir yandan arsaları toplu konutlar yapılması için kooperatiflere satmış, bir kısmını da kurduğu inşaat ve müteahhitlik şirketleri aracılığı ile kendisi konut yaparak insanları ev sahibi yapmaya ayırmış. Bölgedeki arsaların değeri giderek kıymetlenmiş ve 750 metrekaresi 3 milyon dolara alıcı bulmuş. Bölge tamamen yerleşime açılınca aile rahmetli Ahmet Muhtar Merter adına semte bir ilköğretim okulu yaptırarak Milli eğitime devretmiş
Ve Kırkpınar Güreş Ağalığı
Sadece ticaretle ilgilenmemiş Ahmet Merter. Toplumun ilgi duyduğu sosyal faaliyetlerde de aktif olarak görüyoruz.Merter’e ismini veren milli kahraman, Kendisi de eski bir güreşçi olan Ahmet Merter ata sporumuza sahip çıkmış, 1958-59 yıllarında Kırkpınar, Güreş Ağalığı yapmış. 1.90 boyunda 150 kilo ağırlığında bir külhanbeyi olan Ahmet Merter, Bakırköy ve Haznedar bölgesinin sosyal açıdan gelişmesi için de büyük emek vermiş. Ahmet Merter buralarda açtığı eğlence ve dinlence merkezleri bölgenin sosyal ve kültürel açıdan da gelişmesine öncülük etmiş.
Merter dünya tekstil merkezi oldu
1970’li yıllara geldiğimizde Merter’i bir tekstil merkezi olarak görüyoruz. Vakko fabrikasının hizmete girmesi ile Merter Türk tekstil sektörünün kalbinin attığı yer haline geldi zamanla. Türk ekonomisine bugün milyarlarca dolarlık katkı sağlayan, binlerce insana istihdam alanı oluşturan ve dünya tekstilinde aranan bir adres haline gelmiş. Bugün Merter adı tüm dünyada bilinen bir isim ve tanınan bir moda merkezi.
Torun M. Berke Merter özünü unutmadı
M. Berke Merter, Kurtuluş Savaşı’nın ilk kıvılcımını yakan ve Trakya Milli Mücadele Hareketinin öncülerinden olan Ahırköylü Gazi Ahmet Merter’in iki oğlundan Hasan Tahsin Merter’in oğlu olarak 1973 yılında Münih’de doğdu. Eğitimini tamamlamasının ardından 9 yıl önce Türkiye’ye dönen Berke Merter İstanbul’a yerleşti. Üç arkadaşıyla YÖM Plastik adlı bir şirket kurarak iş hayatına atılan Berke Merter, ayrıca inşaat işine de girerek dedesinden kalan topraklar üzerinde yaşanabilir siteler kurdu.
Gençlik yıllara kadar öz vatanından uzakta bir hayat yaşamanın verdiği özlemle Türkiye’ye dönen Berke Merter, iş hayatının yanı sıra sosyal ve sportif faaliyetlerde de aktif görevler üstlenmiş. Merter Sanayici ve İş Adamları Derneği (MESİAD) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Genç İş Adamları Derneği (GİYAD) üyeliği yapan Merter, Amatör Lig’de faaliyet gösteren Merterspor Kulübü’nün Başkanlığını yürüttü. Bahçelievler Kulüpler Birliği Yönetim Kurulu ve Gezginler Kulübü üyeliği, iki dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bahçelievler Belediye Meclis Üyeliği yapan Merter, Belediye Meclis toplantılarında verdiği önergeleri bir kitapta topladı. Merter, tanıma fırsatı bulamadı, ancak ününü hep büyüklerinden dinlediği ve tarih kitaplarından araştırdığı dedesi Ahmet Muhtar Merter’in hatırasına büyük değer veriyor.
Onunla ilgili en ufak bir bilgi kırıntısını bile kayıt altına almak için büyük bir emek veren Berke Merter, kendi deyimi ile “Kapı gibi adamdı, 1.90 boyunda 150 kilo ağırlığındaydı. Zaten 3 yıl süreyle Güreş Ağalığı yapması da bunun bir göstergesidir.” diyor. Berke Merter’in gelecek için beklentileri de oldukça mütevazı: “Gelecekte kendimi iyi bir aile babası olarak görmek istiyorum. Çocuklarımı iyi bir şekilde yetiştirmek ve işimde başarılı olmak istiyorum.”