İstanbul’u yönetenlere ışık tutacak makale…..
15 yıldır İstanbul sokaklarında yerel gazeteci olarak görev yapan, yayın yaptığı ilçelerin tarihini yazan İstanbul Gazeteciler Derneği (İGAD) üyesi Bayram Kırtaş, İstanbul’da yaşayanların İstanbullu olamadıkları gerçeğini ortaya çıkardı.
İstanbul’da yaşayanların yerel yaşamadıklarını iddia eden İstanbul 3. Bölgede yayın yapan on2aybahcelievler.com haber sitesi Genel Danışmanlığını yapan Bayram Kırtaş, “Birbirimize hep mi yaban kalacağız” başlıklı yazısıyla çözüm için, yerel yöneticilere ve siyasetçilere önemli önerilerde bulundu.
İstanbullu yerel yaşamıyor…
Birbirimize hep mi yaban kalacağız?
Yıllar öncesinde İstanbul çok küçüktü…
İstanbul’a gelen göç de sınırlıydı…
Şehir, kendine geleni zaman içinde sahipleniyordu.
İstanbullulaşma bir nesil sonra gerçekleşiyordu.
Şimdi hem İstanbul çok büyüdü, dev bir metropol oldu…
Hem de İstanbul’a göçün haddi hududu kalmadı.
Sonuçta İstanbul’da akıllara ziyan sosyal bir karmaşa oluştu…
Artık “İstanbul’un neresindensin?” sorusu anlamsızlaştı.
Bugünkü acı gerçek şudur. İstanbul’da insanların % 90’ı İstanbul’un neresinden olduğunu değil İstanbul’a geldiği memleketini söylemektedir.
Çünkü, bu kimseler İstanbul’da iskân etse de, ne bulunduğu mahallenin, ne bulunduğu ilçenin ne de bulunduğu ilin özelliğini kendinde görmemektedir.
Dolayısıyla İstanbul’a göç etmiş insanlar İstanbul’da gurbet hayatı yaşıyor.
İstanbul’da gurbeti yaşayanlar, oturduğu apartmanda, sokakta, mahallede hatta ilçesinde yabandır. Böyle yaşamaktadır. İstanbullu olma mücadelesi vermek bir yana ister istemez hemşericiliğe sığınmaktadır.
Gerek toplu taşıma araçlarında, gerek büyük AVM’lerde, gerek diğer mekânlarda kimse kimseyi tanımamakta, herkes birbirini “birisi” olarak değerlendirmektedir.
Bu durumda da insanlar hem kendilerini güvensiz ve yalnız hissetmekte, hem birbirine el gibi, yaban gibi bakmaktadır.
NE Mİ YAPILMASI LAZIM?
Birbirimizle kaynaşma ve dayanışmaya en muhtaç olduğumuz şu zamanlarda İstanbul’a gelenlerin, İstanbul’da yaşayanların bu aidiyet duygusunu kazanmaları için yerel yönetimlerin diğer konulardan daha çok bu konuda akıl yürütmesi gerekir.
İstanbullu vatandaşların kendilerini bulundukları yerde gurbette bir vatandaş gibi hissetmesini değil, orada yaşayan vatandaş duygusu kazanmasını sağlamak lazım.
Yerel yöneticilerin, rutin hizmetlerin yanı sıra halkı yerel yaşamaya yönlendirecek etkinlikler ve programlar yapmaya kafa yorması lazımdır.
Kim ne derse desin, ne dersek diyelim… Diğer icraatlarında nasıl bir eleştiri yaparsak yapalım AK Parti iktidarı, özellikle yerel yönetim ve yerinde yönetim konusunda devrim niteliğinde kararlar almış ve yerel yönetim mantığını genel olarak başarmıştır. Genelde ve yerelde güçlü iktidar döneminin yaşandığı bu günlerde İstanbul farklı yönetilerek, bir adım atılabilinir. Dolayısıyla bu konuya da kafa yorduklarında mutlaka olumlu sonuçlar elde edileceğine inanıyorum.
Kimi İstanbul mahallelerinin Anadolu’daki kimi Büyükşehirler kadar yoğun olduğu göz önüne alınarak mahallelerde muhtarlıklar da başta olmak üzere yeniden ve yerinde yönetim anlamında yeni düzenlemeler getirilmelidir. Mahallelerde din görevlilerinin ve eğitimcilerden yardım alınmalı diyorum. Eğitim kurumlarında tatil dönemlerinde halkın kaynaşmasına yönelik etkinlikler olabilmelidir diyorum.
Mahallelerde, yaşlıları, olgunları, gençleri, bayanları, çocukları birbirleriyle kaynaşmalarını sağlayacak toplantılar, misafirlikler, organizasyonlar yapılmalı diyorum. Örneğin en güzel balkon, en güzel sokak, en güzel cadde ve en güzel mahalle vb. yarışmaları düzenlenmelidir diyorum. Mahalleler arası (sosyal, kültürel, sportif ve çevre) yarışmalarla herkesin kendi mahallesini sahiplenme ruhu sağlanabilir diyorum. Ne bileyim, mahalleleri ve ilçeleri temsil edecek Sivil Toplum Kuruluşlarının kurulmasına ön ayak olunmalı diyorum.
Bu ve benzeri uygulamaların daha kapsamlı ve kurumsal olan şeklini şehrimizin yerel yöneticilerinin yerine getireceğine samimi olarak inanıyorum.
Oturduğu ilçeye sahip çıkan, ilçe takımının maçına giden, ilçe gazetesini sürekli okuyan, ilçesinde yaban kalmayan, yerel yaşayan toplumlar oluşması dileğiyle: Daha yaşanır bir İstanbul ve İstanbul’a daha kolay hizmet için bu açılımın yerinde olacağına inancımı belirtmek istiyorum. İlk uygulayan siz olun. İlk kazanan siz olun… Kıymetli İstanbullular…
Gazeteci – Yazar Bayram Kırtaş
15 yıldır İstanbul sokaklarında yerel gazeteci olarak görev yapan, yayın yaptığı ilçelerin tarihini yazan İstanbul Gazeteciler Derneği (İGAD) üyesi Bayram Kırtaş, İstanbul’da yaşayanların İstanbullu olamadıkları gerçeğini ortaya çıkardı.