Saraybosna’dan Viranbosna’ya YENİBOSNA
Bahçelievler’in tarihini araştırdığımızda en önemli bölgelerden birinin Yenibosna olduğu görülüyor. Çünkü tarihi kaynaklardan tespit edebildiğimize göre Bahçelievler’de en eski yerleşim merkezinin Yenibosna Merkez Mahallesi olduğu görülüyor.

Gazeteci Bayram Kırtaş‘ın Bahçelievler’in tarihini araştırdığımızda en önemli bölgelerden birinin Yenibosna olduğu görülüyor. Çünkü tarihi kaynaklardan tespit edebildiğimize göre Bahçelievler’de en eski yerleşim merkezinin Yenibosna Merkez Mahallesi olduğu görülüyor.

Ve Bizans’ta Yenibosna
Tarihi araştırmalardan elde ettiğimiz bulgular; bölgenin Haçlı Seferleri sırasında Latin ve Avrupa medeniyetlerine ev sahipliği yaptığını gösteriyor.
Bizanslılar zamanında ise bölge Jeptimun ve Hebdemon adlarıyla anılmaktadır. Jeptimun: Güzel kent, Hebdemon ise verimli toprak anlamlarına gelmekteydi. Bundan Bizanslılar’dan itibaren verimli topraklarıyla anılmış; tarım ve bağcılığın merkezi olmuş; Marmara Denizi’ne yakınlığı sebebiyle rağbet gören yazlık kentlerden birisi haline gelmiştir. Bizans, tarihi boyunca Hebdemon Rumeli’den gelen kervan ve askeri konvoyların İstanbul’a geçiş gözergahı üzerinde bulunmuştur.
Topraklarının genişliği, İstanbul’a yakınlığı ve bol suyu sayesinde önemli bir karargah halini almıştır. Bizans döneminde bölgede imparator sarayları, kiliseler ve yazlıklar inşa edilmiştir. Bölge 1204’teki Haçlı Seferleri’nde Latin medeniyetlerince yağma edilmiştir. Bizans halkının şiddetli depremlerden sonra tehlikenin bitimine kadar bölgede konakladığını da yine tarih metinlerinden anlıyoruz. Daha sonra bölgenin yerleşim olarak tamamen terk edilmesiyle taş ve kum ocakları açılmış, çıkarılan taşlarla surların yenilenme işlemi tamamlanmıştır.

İlk akınlarda bölge
Osmanlı orduları 1356 tarihinde Rumeli’ye ayak bastıktan sonra Bizans’a yakınlığı sebebiyle (12 km) buralara yerleşmişlerdir. Bölge 1453 İstanbul’un fethine kadar Osmanlı’nın Rumeli’ye yaptığı seferlerde askeri üs karargah rolünü üstlenmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden önce Osmanlı ordusu Yenibosna’da konaklamış; askerlerin atları buradaki geniş çayırlıklarda otlatılmıştır. Osmanlı’da fetih sonrası yerleşim sur içine kaydığı için bölge bir kaç küçük köy dışında tamamen sahipsiz kalmıştır.
Osmanlı buradaki sahipsiz toprakları vakfetmiş ve Hazine-i Hassanın mülkü saymıştır. Bizans’la başlayıp Osmanlı ile devam eden süreçte bölgenin taş ve kum ocakları olarak kullanılmasına devam edilmiş; çıkarılan taş ve kumlarla imarethaneler, mescit, cami ve çeşmeler inşa edilmiştir. Bölgenin yerleşim yeri olarak tekrar hatırlanması ise Osmanlının son dönemlerine rastlayacaktır.
Peki tarihi bu kadar geçmişe dayanan Yenibosna’nın adı nereden gelmektedir. Bu konuda tarih kaynaklarında pek çok rivayetler mevcuttur. Kesin olarak bildiğimiz Yenibosna’nın ilk adının Saraybosna daha sonra da Viranbosna olduğudur. Peki bu isimler nereden çıkmıştır.

Yenibosna adı nereden geliyor?
Bu konuda birden fazla rivayet var. Bunlardan ilk rivayete göre, Osmanlı İmparatorluğu devrinde, Yoguslavya’dan kaçan prense bu bölge yerleşim alanı olarak tahsis edilmiştir. Prens geldiği kişilerle bu bölgeye yerleştirilmiştir. Şimdiki Yenibosna Merkez Mahallesi İlkokulunun güneybatısında bulunan yere bir saray yaptırırlar. Mahiyetindeki kişilerde sarayın etrafındaki alana evlerini kurarlar. Buraya Yugoslavya’daki Saraybosna’dan esinlenerek Saraybosna adını verirler. Bunu öğrenen zamanın padişahı prensin kendisinden daha güzel saray yaptırmasına ve buraya Saraybosna adı verilmesine çok kızar. Sefaköy’e sarayın karşısına yeni bir saray yaptırır. Buradan Yenibosna’daki saray topa tutulur. Sarayla birlikte köy de yıkılır. Prens öldürülür. Köy harabe halini alır. Bu olaydan sonra Yenibosna Viranbosna adıyla anılmaya başlanır.
Bir diğer rivayete göre ise padişah Bosna’yı ziyaret ettiği sırada güzel bir Boşnak kızı görür ve ona aşık olur. İstanbul’a dönerken bu kızla evlenmiş; kızın ailesini de İstanbul’a getirmiştir. Yenibosna’yı da kızın ailesine yerleşim yeri olarak vermiş ve buraya yaptırdığı saraya yerleştirmiştir. Bölge daha sonra Bosna’dan göçlere sanhe olmuş, Saraybosna adı verilmiştir. Savaşlar sonunda yapılan saray yıkılmış ve köy halkı ise geri göç etmişlerdir. Bölgede kalanlar buraya Viranbosna adını vermişlerdir.
Bir diğer rivayete göre ise bölge, Bosna’daki savaşlarda yararlılık gösteren bir beye tımar olarak verilmiştir. Tımar beyi burada kendine bir saray inşa ettirmiştir. Tımar beyi Bosna’da şehit olduktan sonra askerleri bölgeye Saraybosna adını vermişlerdir. Savaşlar sonucunda sarayın yıkılmasıyla bölgenin adı yine Viranbosna olarak kalır. Üç rivayetin de ortak noktası Saraybosna olan bu yerin uğradığı felaketlerin ardından Viranbosna olmasıdır.
